19 Şubat 2024 Pazartesi

Yalnızlığın Ekşimtırak Tadı

 Ayak izinde bıraktığın sevdalara rağmen

Tepedeki rüzgar güllerine yol aldın. 

Gitme desem de giderdin.

Uçurumun kenarında, sonbahardan bir yaprak gibiyim.

Bir adım sana geliyorum, 

Sonra bilmem kaç adım ve nereye

Bu anda kalamıyorum 

Yalnızlığın ekşimtırak tadında anılara dalıyorum.

Yanı başımdan gecen vagonlar senin izinde 

Bana ayakta dahi yer yok 

Seni anlatan yağmurlar yağıyor tenime 

Kül oldu sandıklarımız, çamura bulandı düşlerimiz

Onca kadersizliğe rağmen, sessizce bir köşede üşüme gamla

Çıplak sırtımdaki kırbaç izlerine inat

Her an avuçlarımda ısıtıyorum seni..





14 Şubat 2024 Çarşamba

Midye Kabukları

Ay yüzlüm, gittin mi sen?
En görkemli karanlığımla kalakaldım.
Sigaramın dumanında arıyorken seni
Alaca gözlerin yarına kapalı
Oysa, bedenim yarının karanlık kollarında
Demir parmaklıklar misali
Avuçlarımda kan kırmızısı bir tedirginlik
Bütün sahilde kederi anlatan midye kabukları   
Baharın kokusunda seni arıyorum,
Aradıkça yok oluyorsun.
Yıldırım düşüyor semtimin bakımsız sokaklarına
Çığlık çığlığa Arnavut kaldırımları
Sırtımda derin bir sızı 
Sert bir kırbaç inmişçesine
Düşündükçe düşüyorum 
Paramparça oluyorum. 
Duvarda dudaklarından izler bırakan kadeh gibi, 
Ben beceremedim yalnızlığı
Başa çıkamadım mavini telaşıyla 
Gökyüzü mahpusa döndü 
Soğuk ve tenha hücre misali
Sapanca dünyadan cehennem
Kor ve kızıl bir mecburiyet 
Aklımda gözlerinin bereketi
Yüreğimde gidişinin dehşeti
Karanlık gecemde alçalan bulutlar,
İnceden zehir yağıyor içime..