ÖMÜR

Ah ömür, sevimsiz yoldaş
Zaman dostluğumuzu pekiştirse de,
Ayrılık vakti yaklaşıyor.
Baksana alnımdaki derin çizgilere
Keskin birer bıçak yarası gibi

Ah ömür, sevimsiz yoldaş
Açtım pencereni geçmişi izliyorum.
Herşey koca bir hiç sanki
Aklımda bize dair sadece birkaç anı
Kimi sevimsiz, kimi tebessüm yüklü

Ah ömür, sevimsiz yoldaş
Ağlayarak sana kavuştuğum günün akşamında
Hercai duygular eşliğinde
Derin derin düşünüyorum;
Kim kimden vazgeçecek?

Ah ömür, sevimsiz yoldaş
Dağ yamaçlarındaki kardelenler,
Aşk kokan papatyalar sana kalacak.
Baksana en ufak rüzgarda dalgalanan yerler
Kurak bir çöle dönmüş sanki

Ah ömür, sevimsiz yoldaş
Ölümün nefesi ensemde sanki
Gitme vakti yaklaşıyor.
Bizi ayrı koyacak zaman
Elimi sıkı tut!

Bir Akşam Üstü

Bak yine bir akşam üstü!
Ruhumuzda ne güneşler batıyor.
Rüzgarlar ağladığını fısıldıyor kulaklarıma.
Ağlama
Hani ağlayarak büyürmüş ya insan,
Derdi, kederi, hüznü atarmış ya içinden.
Sen ağlama!
Zira, sen ağlayınca yüreğimin sızısı köpürür,
Dalga dalga huzursuzluk kaplar içimi.
Gökyüzünü kıskandıran gözlerindeki
Keder dolu bulutları dağıtma zamanı
Gece yaklaşıyor keskin bir kılıç gibi.
Temmuz rüzgarları ruhumu üşütüyor.
Gel,
Usulca nefes ver tenime.
Yel bakışlarının buğusuyla ısıt beni..

Dolunayın Kibri

Esrarengiz gözlerinin büyüsünde
İzini sürerim solgun Ümit'lerle.
Bir akşam üstü, güneşin kızıllığında
Yanan tenin gelir aklıma
Ve kederlenir ruhumun her zerresi.
Esen dağ meltemlerine karşı
Mis kokunu misafir eder duyularım.
Sonra an olur,
Ay ışığı vurur Sapanca'ya
Ruhumun parmaklıkları ardından
Dolunayın kibrini seyre dalarım.
Aklımda gözlerinin bereketi...